23 Şubat 2009 Pazartesi

Musevi vatandaştan 'Tanrı Yanılgısı' kitabına 2. dava

Richard Dawkins'in 'Tanrı Yanılgısı' adlı kitabına Musevi vatandaş Sonia Eskinazi'nin şikayeti üzerine dava açıldı. Kitabın yayıncısı Kuzey Yayınları sahibi Erol Karaaslan, "halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek veya aşağılamak" iddiasıyla 1,5 ile 4 yıl arasında hapis istemiyle ikinci kez yargılanacak.

Daha önce Emre Bukağılı isimli bir vatandaşın şikayeti üzerine aynı kitapla ilgili açılan dava, beraatle sonuçlanmıştı. Davaya ilişkin bilirkişi raporunda kitaptaki ifadelerin İslam dini ile değil, bozulmuş Tevrat'la ilgili olduğu belirtilmişti. Musevi asıllı Sonia Eskinazi'nin, 30 Ekim 2008'de Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı'na verdiği şikayet dilekçesinde, söz konusu kitapta mensubu olduğu Musevilik dinine, Allah'a, Musevilerin çok sevdiği peygamberlere yönelik ağza alınmayacak çirkin hakaretler edildiği belirtildi. Musevilik dinine inananların aşağılandığı vurgulandı. Şikayet üzerine Şişli Savcısı Muhittin Ayata tarafından hazırlanan iddianamede ise yayıncı Karaaslan'ın daha önce aynı davadan beraat ettiği hatırlatılarak takipsizlik kararı verilmesi istendi.

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=818004


18 Şubat 2009 Çarşamba

Nepal müslümanlarının Kur’an coşkusu

Nepal Müslümanları yüz yıllar sonra kendi dillerinde Kur’an-ı Kerim mealine kavuştular. Nepalce Kur’an ülkede büyük heyecan oluştururken kitabın ikinci baskısı da tükeniyor.

2 milyon Müslüman’ın yaşadığı Nepal’de, bugüne kadar küçük bölümler halinde yayımlanmış Kur’an tercümeleri dışında Nepalce yayımlanmış Kur’an-ı Kerim meali bulunmuyordu.

Uzun soluklu bir çalışmanın ardından geçtiğimiz yıl Haziran ayında ilk baskısı yapılan Nepalce Kur’an-ı Kerim meali, ülkedeki Müslümanlar tarafından heyecanla karşılanmıştı.

Kur’an-ı Kerim mealini Mevlana Alaaddin Falahi hazırladı. Projede Nepalli dil bilimcileri de yıllarca çalıştı. Meal, toplam 1168 sayfa. Nepal dili, Nepal haricinde Bhutan, Myanmar ve Hindistan’ın bazı kesimlerinde konuşuluyor. Bu da Kur’an-ı Kerimin geniş kitlelere ulaşması noktasında çalışmanın ne kadar olumlu ve yerinde olduğunu gösteriyor.

İkinci baskı yapıldı

Kur’an-ı Kerim mealinin ülkedeki tüm Müslümanlara ulaştırılması için ikinci baskısı yapıldı. Ancak bu baskının da tükenmek üzere olduğu bildirildi.

Nepalli Müslümanlar, artık Kur’an-ı Kerim’i Arapça okumanın yanı sıra kendi dillerinde de mealini okuyup, kutsal dinleri İslam’ı daha iyi tanımaya çalışacaklar.

O Kur’an-ı Kerim Türkiye’de

Türkiye’den İHH İnsani Yardım Vakfı da ilk baskıda olduğu gibi bu baskının gerçekleştirilmesi için de maddi destekte bulundu. Nepal İslami Sangh Teşkilatı Başkanı Mevlana Nazrul Hasan Falahi, katkılarından dolayı İHH’ya bir Kur’an-ı Kerim meali hediye etti.

İHH ayrıca bir televizyon programında 6 ay sürecek dini yayın programına da destek oldu.

Nepal dünyadaki tek Hindu devleti olarak biliniyor. Bu ülkedeki Müslümanların vatandaşlık haklarını 5 yıl önce aldıkları göz önüne alındığında Müslüman nüfusun kendini anlatması, Hinduların İslam’ı anlaması noktasında bu televizyon programının önemi daha anlaşılır olacaktır.

Nepal, coğrafi konum olarak güney Asya`da, kuzeyde Çin ve güneyde Hindistan’ın arasında kalan 147.000 km alana sahip bir kara ülkesi. 2006’ya kadar dünyanın tek Hindu devleti idi. 2006`da parlamento, anayasayı değiştirerek laik devleti ilan etti. Nepal`de 28 milyonluk nüfusun yüzde 5`ini Müslümanların oluşturduğu ifade ediliyor. Müslümanlar ağırlıklı olarak Hindistan sınırındaki şehirlerde ve köylerde yaşıyor. Ekonomik ve sosyal şartlar açısından oldukça zor durumda olan Nepalli Müslümanların eğitim düzeyleri de düşük. Devlet kuruluşlarında çalışan Müslüman sayısı çok az.

http://www.timeturk.com/nepal-muslumanlarinin-kuran-coskusu--53333-haberi.html

12 Şubat 2009 Perşembe

Hristiyandı İmam oldu!

Koyu bir Hristiyan iken Müslüman olan Mansur Alfaro, şimdi Valencia camiinin imamı.

13 yıl önce Pazar ayinlerine düzenli olarak katılan bir Katolik Hıristiyan olan Mota Alfaro şimdi Valencia İslam Kültür Merkezi (CCIV) camiinin imamı olarak görev yapıyor.

İslamonline'nın bildirdiğine göre İspanya'daki Valencia camiinde ilk kez sonradan Müslüman olan biri imamlık yapıyor. Mota Alfaro, aynı zamanda 2005'ten beri CCIV Yönetim Kurulu'nun da üyesi.

Valencia Müslüman cemaatı liderleri, Alfaro'nun olağanüstü özellik ve donanımı sayesinde çok değerli olan imamlık makamına geçtiğini söylediler.

Diyalog ve Birlikte Yaşama İslam Birliği genel sekreteri El Tahir Edda, "Engin dini bilgisi sebebiyle imamlığa seçildi." dedi.

İspanya'da son yıllarda sonradan Müslüman olanların sayısında büyük bir artış gözleniyor. Medya haberlerine göre özellikle entellektüeller, akademikler ve küreselleşme karşıtlarının İslam dinine geçmeleri dikkat çekiyor.

40 milyon nüfusa sahip İspanya'da yaklaşık 1.5 milyon Müslüman yaşadığı tahmin ediliyor. İslamiyet, İspanya'da Hıristiyanlıktan sonra ikinci din.

Alfaro, nasıl Müslüman olduğunu "Allah'ın istemesiyle İslam benim tercihim ve hayatım oldu." şeklinde anlattı.

20 yaşında üniversite öğrencisi iken Müslüman olmaya karar verdiğini söyleyen Alfaro, "Kur'an-ı Kerim'i okudum. Hz. İsa'nın doğru hikayesini farkettim ve sonra İslam'a sarıldım. Çocukluğumdan itibaren sıkı Hıristiyan idim. Arkadaşlarım dinle ilgilenmezken, her pazar kiliseye gider ve düzenli şekilde (tahrif edilmiş) İncil okurdum. Bu sırada, İslam hakkında hiç bir şey bilmiyordum." dedi.

Cezayirli Müslüman komşusu ile sohbet ederken İslam'ı tanımaya başladığını söyleyen Alfaro, "Bir seferinde konuşurken bütün insanların Adem ve Havva'dan geldiğini söyledi. Abraham (İbrahim) peygamberden bahsetti. Müslümanların ve Arapların Adem, Havva ve Abraham'ı gerçekten bildiklerini şaşkınlıkla öğrendim. Bunun üzerine daha fazla araştırma ihtiyacı duydum. Kütüphaneye gittim ve Kur'an-ı Kerim mealini ödünç aldım." şeklinde konuştu.

Kur'an-ı Kerim mealini evine götürdüğünü ve dikkatli bir şekilde okumaya başladığını söyleyen Alfaro, dönüm noktasının Hz. İsa ile ilgili kısmı okurken meydana geldiğini belirterek "(Tahrif edilmiş) İncil'de İsa ile anlatılanlar hep inanmamı zorlaştırıyordu. Kur'an-ı Kerim okurken bununla ilgili cevaplarımı buldum. Hz. İsa hakkındaki gerçekleri öğrendim, öldürülmemiş ve çarmıha gerilmemişti." dedi.

Kur'an-ı Kerim mealini okuduktan sonra Alfaro Müslüman olmaya karar veriyor ve adını Mansur olarak değiştiriyor.

Mansur Alfaro, "Kur'an-ı Kerim'in Allah'ın gönderdiği kitap olduğunu kesinlikle anladım. O an Müslüman olmak istedim." şeklinde konuştu.

http://www.dunyabulteni.net/news_detail.php?id=66160

İslamiyet'e Hakaret Eden Vekile Yasak

İngiltere, İslam karşıtı film çeken bir Hollandalı milletvekilini ülkeye girmekten men etti.

Geert Wilders, parlamentonun üst kanadı olan Lordlar Kamarası'nın bir üyesi tarafından filmini göstermek üzere davet edilmişti.

Ancak İngiltere'den bir göç yetkilisi, hükümetin toplumda "aşırı görüşleri, nefreti ve şiddet dolu mesajları yaymak isteyenlerin ülkeye gelmesini engellemek istediğini" söyleyerek Wilders'i men etti.

Wilders ise internet sitesinde yayımladığı mesajda İngiltere'yi ifade özgürlüğünü kısıtlamakla suçladı.

Hollandalı milletvekili "Suudi Arabistan'dan böyle birşey beklenir ama İngiltere'den değil. Bence İngiltere'nin bu korkakça tavrı çok kötü" diye yazıyor.

Geert Wilders'in Kuran'ı "faşist bir kitap" diye niteleyen Fitne adlı kısa filmi, geçen Mart ayında internette yayınlandığında ülkesinde büyük tepki toplamıştı.

Filmde İslam, Naziliğe benzetiliyor ve Kuran'daki "nefret dolu ifadelerin" yırtılıp atılması çağrısı yapılıyor.

Filmin yayınlanmasından sonra, Wilders hakkında Amsterdam'da Müslümanlara karşı nefret ve ayrımcılığı teşvik ettiği suçlamasıyla dava açıldı.

Hollanda hükümeti de "rencide etmekten başka bir amaca hizmet etmediğini" söyleyerek, filmi onaylamadığını belirtti.

Ancak yine de Hollanda Dışişleri Bakanlığı, İngiltere'nin Wilders'i kabul etmeme kararını eleştirdi.

Bakanlıktan yapılan açıklamada, Hollandalı milletvekillerinin AB içinde seyahat özgürlüğüne sahip olmaları gerektiği bildirildi.

http://www.sansursuz.com/haberler/templates/sansursuz.asp?articleid=77091&zoneid=2&y=

11 Şubat 2009 Çarşamba

Yüzde 89 'en önemlisi din' dedi

Refah yükseldikçe dindarlığın azaldığını ortaya koyan Gallup’un araştırmasına göre Türk halkının yüzde 89’u dini günlük yaşamın en önemli parçası görüyor.

Gallup araştırma şirketinin anketine göre dünyanın en dindar toplumu Mısır, dine önem verme konusunda bu ülkeyi Bangladeş ve Sri Lanka izliyor. Şirketin dün sonuçlarını açıkladığı, 2006, 2007 ve 2008 yıllarında 143 ülkede yaptığı “dinin önemi” konulu araştırmada yöneltilen “Din günlük yaşamınızın önemli bir parçası mı?” sorusuna Mısırlıların yüzde 100’ü, Bangladeşli ve Sri Lankalıların yüzde 99’u “evet” yanıtını verdi. İlk 10’da yer alan ve nüfusun yüzde 98’inin dinin günlük yaşamın önemli bir parçası olduğunu düşündüğü diğer ülkeler ise Endonezya, Kongo, Sierra Leone, Malawi, Senegal, Cibuti ve Fas.

Cumhuriyet'ten Seçil Türesay'ın haberine göre sonuçlar, verilen “evet” yanıtlarının yüzdelerine göre beş kategoriye ayrıldı: Orta seviyede dindar (yüzde 76-yüzde 85), bu dindarlık seviyesinden daha az dindar (yüzde 37-yüzde 69), en az dindar (yüzde 14-yüzde 36), orta seviyede dindardan daha çok dindar (yüzde 86-yüzde 93) ve en dindar (yüzde 94-100). Mısır’ın başını çektiği “en dindar”lar arasındaki 10 ülkenin Sri Lanka, Kongo ve Malawi dışında ağırlıklı olarak Müslüman nüfuslu ülkeler olduğu göze çarpıyor. 32 ülkenin yer aldığı bu kategorinin ilk 10’una dair dikkati çeken bir başka nokta da çoğunluğunun Afrika ve Asya’nın yoksul ülkeleri olması. Dini günlük yaşamlarının önemli bir parçası olarak görenlerin Türkiye’deki oranı ise yüzde 89.

Bu oran, Türkiye’yi listenin 45’inci sırasına yerleştirirken ortalamadan daha çok dindar kategorisine, başka deyişle en dindarların altındaki ikinci kategoriye sokuyor, bu kategoride 29 ülke bulunuyor. Soruları yanıtlayan Gallup yetkilisi Eric Nielsen, Türkiye’de ofisleri bulunmadığını ve yerel bir araştırma şirketinden destek aldıklarını vurgularken orta seviyede dindar sınıfına giren 32, daha az dindarlarda 28 ve en az dindar olanlar kategorisinde 22 ülkenin yer aldığını söyledi. Her ülkede 1000 kişinin verdiği yanıtlara göre en az dindar olan halk, soruya yüzde 14 oranında evet yanıtı veren Estonyalılar.

Dindarlık konusunda sıralamanın son 10 ülkesi olan diğer ülkeler ise yüzde 17’yle İsveç, yüzde 18’le Danimarka, yüzde 20’yle Norveç, yüzde 21’le Çek Cumhuriyeti, yüzde 21’le Azerbaycan, yüzde 22’yle Hong-Kong, yüzde 25’le Japonya, yüzde 25’le Fransa, yüzde 27’yle Moğolistan. Bu sıralama, dindarlığın düşük seviyede olduğu toplumların çoğunun refah seviyesi yüksek ülkeler olduğunu da gözler önüne seriyor. ABD dünya listesinde yüzde 65’lik oranla orta seviyeden daha az dindar sınıfına giriyor.

İslam devleti olan İran’daki yüzde 83’lük oranın laik bir cumhuriyet olan Türkiye’deki yüzde 89’luk orandan daha düşük olması ve İran’ın Türkiye’den bir alt kategori olan orta seviyede dindar kategorisinde yer alması da vurgu yapmaya değer bir başka istatistiki veri.

http://haber.gazetevatan.com/Yuzde_89_en_onemlisi_din_dedi/222814/7/Yasam

10 Şubat 2009 Salı

Obama’nın dini kahvaltısında ‘vaiz’ Blair

ABD Başkanı Barack Obama’nın tüm din ve inançlara eşit mesafede durma sözü verdiği Ulusal İbadet Kahvaltısı’nda eski Britanya Başbakanı Blair de vaiz gibi konuştu: Dinin dünyaya rehberlik edeceği günler yakın

WASHINGTON - ABD Başkanı Barack Obama’nın selefi George W. Bush’un Evangelistleri öne çıkaran politikasının aksine bütün inançlara eşit mesafede duracağına ilişkin vaadine uygun olarak Washington’da düzenlediği geleneksel Ulusal İbadet Kahvaltısı’nda seçkin konuklar eski Britanya Başbakanı Tony Blair’den inanca dair bir vaaz dinledi. 2007’de başbakanlığı bıraktıktan sonra Katolikliğe geçen Blair, Başbakan Gordon Brown’dan rol çalıp Obama’nın elini sıkan ilk Britanyalı siyasi olurken, önceki gün Washington Hilton’daki kahvaltıda ilginç bir konuşma yaptı.

‘Babam ateist’

21. yüzyılın inanç bakımından ‘en fakir dönem’ olduğunu savunan Blair, ‘dinin yeniden dünyaya ve geleceğe rehberlik edeceği yılların yakın olduğunu’ söyledi. Dinle 10 yaşında tanıştığını belirten Blair, o anı şöyle anlattı: “O gün babam 40 yaşında kalp krizinden mustaripti. Hayatı askıdaydı. Azimli bir ateistti. Okulda öğretmenimle dua ederken önce babamın ateist olduğunu itiraf etmem gerektiğini düşündüm ve ‘Korkarım babam tanrıya inanmıyor’ dedim. Öğretmen ‘Sorun değil. Tanrı ona inanıyor. Tanrı karşılıksız sever’ diye yanıt verdi.”
Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Nabi Şensoy’un da katıldığı kahvaltıda Obama da ‘bir dini grubun başka bir dini gruba göre ayrıcalıklı olmayacağı veya laiklere karşı dini gruplara ayrıcalık yapılmayacağı’ mesajı verdi.

Bütün dinlere eşit mesafe

Obama “Neye inanmayı seçersek seçelim, nefreti temel alan hiçbir din yok” dedi. ABD başkanlarının 1953’ten beri her şubatta düzenledikleri kahvaltı geleneğini sürdüreceğini belirten Obama, tarihte dinin bölücülük için kullanıldığını belirterek, “İnancın doğası, bazı inançlarımızın asla aynı olmayacağı anlamına geliyor. Farklı kitaplarımız var. Buraya nasıl geldiğimiz ve nereye gideceğimiz konusunda farklı inançlarımız var veya hiçbir inancımız yok” dedi. Beyaz Saraya bağlı ‘İnanca Dayalı Girişim’ ofisinin adını ‘İnanca Dayalı ve Komşuluk Ortaklığı’ diye değiştiren Obama, “Ofisin amacı bir dini gruba karşı diğer dini gruba veya laik gruplara karşı dini gruplara öncelik tanımak olmayacak” dedi. Obama önceki gün başkanlık uçağı Air Force One’ı ilk kez kullandı. (Independent, aa)

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalHaberDetay&ArticleID=920536&Date=08.02.2009&CategoryID=100

4 Şubat 2009 Çarşamba

Adnan Oktar'ın Gazze duası

Adnan Oktar Filistinli kardeşlerimiz için bir dua yayınladı. İşte her okuyanın duası olarak sayılabilecek o satırlar...

Harun Yahya ismiyle de bilinen Adnan Oktar hoca Filistinli kardeşlerimiz için bir dua yayınladı. İşte her okuyanın duası olarak sayılabilecek o satırlar...

Allah inşaAllah bütün Müslüman alemini birlik ve beraberlik içinde yapsın.

Ve bunu en kısa sürede yapsın inşaAllah. Allah Mehdi'yi zuhur ettirsin. Hz. İsa'yı inşaAllah nuzül ettirsin, Onun nüzulunü çabuklaştırsın. Dünyadaki fitne ve fesadı inşaAllah tamamen kaldırıp Müslümanların adaletini güzelliğini, güzel ahlakını bütün dünyaya göstersin.

...Bütün Müslüman alemini inşaAllah huzur, barış ve kardeşlik içerisinde birleştirsin Allah. Bütün Müslümanların bu birlik ve beraberliğe uyması için içlerine ilham versin, şiddetle bunu istetsin. Bölünmüşlüğe karşı şiddetle tavır koymalarını sağlasın Allah. Ve birlik ve beraberlik içinde olmak için aşkla şevkle gece gündüz gayret ettirsin Allah. Filistinli kardeşlerimize inşaAllah Allah şehit sevabı versin. Onların inşaAllah şehitlikle ahirete irtihallerini nasib etsin. Hastalara da şifa versin. Onlara Allah tahammül gücü, sabır ve cesaret versin. Zalimlerinde zulmünü Allah tepelerine geçirsin, onları basiretlerini bağlayarak, ferasetlerini bağlayarak, akıllarını bağlayarak, kalplerini bağlayarak, güçlerini bağlayarak, dillerini bağlayarak güçsüz hale getirsin Allah. Ateist siyonistlerin, ateist masonların zulmünü bertaraf etsin. Bütün Müslüman alemine birlik, beraberlik ve kardeşlik içerisinde huzur içinde mutluluk içinde yaşamalarını nasib etsin inşaAllah. Bu güzel çağa, güzel döneme inşaAllah girdik. Muharrem ayındayız inşaAllah. Bu ayın da bereketiyle Allah onu da vesile etsin inşaAllah. Peygamberimizin yolundan bizi ayırmasın. Kuran ahlakından bizleri ayırmasın inşaAllah. Bütün Müslümanlara bereket, huzur, cesaret, itidal, acılara karşı tahammül ve yılmazlık, cesaret, güzel ahlak nasib etsin inşaAllah

http://www.selamhaber.com/haber?id=791

'Müslüman kardeşlerimizin sesini duymalıyız'

Rusya Patriği Kirill: "Müslüman kardeşlerimizin sesini duymak zorundayız."

Rus Kommersant gazetesi, Rusya Ortodoks Kilisesi'nin yeni Patriği Kirill'in daha önce yaptığı konuşmalarından ilginç bir derleme yaptı. İslam dünyası ile ilişkilerin geliştirilmesini isteyen Kirill, Rusya Başbakanı Vladimir Putin'in de çok inançlı bir insan olduğunu dile getiriyor.

15 Ağustos 2007 yılında Rus haber ajansı Ria Novosti'nde düzenlenen basın toplantısında konuşan Rusya Patriği Kirill, İslam dünyasıyla ilişkilerin geliştirilmesinden yana olduğunu belirtmişti. Kirill, "Biz Müslüman kardeşlerimizin sesini duymak zorundayız. Aksi durumda çağdaş İslam'ı anlayamayız. Diğer inançlarla tanışmamız bizim kendi görüşümüzün değişeceği anlamına gelmemeli." dedi.

PUTİN ÇOK İNANÇLI BİR İNSAN

20 Mayıs 2007 yılında ise Rus NTV televizyonuna özel konuşan Kirill, dönemin Devlet Başkanı ve şimdiki Başbakan Vladimir Putin'in çok inançlı bir insan olduğunu ifade etmişti. Kirill, "Vladimir Putin'in inançlı insan olduğuna sadece inanmıyorum, ben bunu hissediyorum. Putin'in geçmişte KGB subayı olmasına gelince, herkes kendi hayat yolunu kendisi tercih ediyor." diye konuşmuştu.

"SAYIN MEDVEDEV TANRI BU ZOR ZAMANDA YARDIMCINIZ OLSUN!"

7 Ocak 2009 tarihinde Noel ayininde Rusya Devlet Başkanı Dmitri Medvedev'e hayır duada bulunan Kirill, "Sayın Dmitri Medvedev bu zor zamanda Tanrı yardımcınız olsun! Biliyorsunuz halk sizi destekliyor. Bu da bizim yüz yüze karşılaşacağımız tüm belalara karşı yiğitçe mücadele etmemiz için tam bir güven sağlıyor." şeklinde konuşmuştu.

Rus Patriği Kirill, 28 Kasım 2005 yılında dönemin ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice'a yazdığı mektupta, Rusya Ortodoks Kilisesi'nin devletten tamamen ayrı olduğunu vurgulamıştı. Kirill, "Rusya Ortodoks Kilisesi devletten tamamen ayrı bir kurum. Bizim papazlar devlet makamlarında, siyasi parti ve harekatlarda görev alamazlar." demişti.cıhan

http://www.habervaktim.com/haber/54557/musluman_kardeslerimizin_sesini_duymaliyiz.html

Kanoute'den İslam ve Filistin yorumu

İspanya'nın Sevilla takımının formasını giyen Frederic Kanoute, Deportivo maçında attığı golün ardından formasının altındaki ''Filistin'' yazılı tişörtü göstermesi ile ilgili konuştu.

İspanya Kral Kupası'nda geçen haftalarda Deportivo'ya karşı oynanan maçta attığı golün ardından formasının altındaki ''Filistin'' yazılı tişörtü gösterdiği için İspanyol Futbol Federasyonu tarafından 3 bin Avro para cezası verilen Kanoute, El Pais gazetesinde yayımlanan röportajında, ''Her gösteri yapana 'neden yaptın' diye soramayız. Bütün dikkatler üzerime geldi ama aradığım da buydu. Bu kadar büyük bir zulme karşı sessiz kalınamaz. Sadece benim insani görevimdi ve bunu yapmanın en iyi yolu sahadaydı. Pişman değilim. Eğer bir kez daha yapmak zorunda kalırsam, yaparım'' açıklamasında bulundu.

Filistin'e desteğinin Müslüman olmasından kaynaklanmadığını, başka bir dinden de olsa aynı tepkiyi göstereceğini kaydeden Mali asıllı Fransız futbolcu Kanoute, şunları kaydetti: ''Mali'de ailemin bir tarafı Müslüman, diğer tarafı Hristiyan. 19-20 yaşıma kadar din beni ilgilendirmiyordu. Daha sonra İslamı öğrenmeye başladım ve daha doğal bir yol olduğuna ikna oldum. Müslüman dindar olmam benim adil olmamı ve vicdanımla hareket etmemi sağlıyor.''

ABD'nin yeni başkanının Barack Obama olmasıyla ilgili görüşünün sorulması üzerine ise Kanoute, şu değerlendirmeyi yaptı:

''Çok olumlu. ABD'ye özenmiyorum ama insanlara fırsat verdiğine inanıyorum. Bir Afrika orijinlinin başkan olması inanılamayacak bir şey. Avrupa'da bundan çok uzaktayız. Bazen ABD'yi eleştiriyoruz ama fırsat verilmesi konusunda bizden ilerdeler. Obama ile olanların Fransa veya İspanya'da olmasını 1 asra kadar göremiyorum.''

Baykal'dan Sürpriz Kur'an Çıkışı

Deniz Baykal, CHP'nin Kocaeli adayı Sefa Sirmen'in 'Her mahalleye Kur'an kursu' vaadine destek verdi..

CHP lideri Deniz Baykal, CHP'nin Kocaeli adayı Sefa Sirmen'in her mahalleye Kur'an kursu önerisi için, "Doğru proje" dedi.

Sirmen dün, "Belediye başkanı seçilirsem, her mahallede açılacak mahalle evlerinde Kur'an kursu verilecek" vaadinde bulunmuştu.

Sirmen, açıklamasının CHP'nin çarşaf açılımı ekseninde yorumlanmasına ise karşı olduğunu ifade etmişti.

http://www.aktifhaber.com/news_detail.php?id=205837