22 Ocak 2010 Cuma

Adnan Hoca'nın İsrail Aşkı!



İsrailli bir heyet, 3 yıldır Hamas'ın elinde rehin olarak tutulan asker Gilad Şalit'in serbest kalması için "Adnan Hoca"dan "ricacı" oldu.

İsrail ile Türkiye arasındaki büyükelçi geriliminin ardından, İsrail'den dini bir heyet İstanbul'a geldi. Yaşanılan krizi suni bir gündem oluşturulmak istenmesine bağlayan dini liderler, 3 yıldır Hamas'ın elinde rehin olarak tutulan asker Gilad Şalit'in serbest kalması için "Adnan Hoca"dan "ricacı" oldu.


Gruba İsrail'in Negev ve Galile bölgelerinin kalkınmasından sorumlu devlet bakanı yardımcısı ve Likud'un Dürzi milletvekili Eyüp Kara önderlik ediyor. Heyet, "Adnan Hoca" olarak bilinen Adnan Oktar ile görüştü.

Ekipteki isimler Yahudi, Dürzi ve Hristiyanlardan oluşuyor; barışçı söylemiyle tanınan Aşkenaz Ortodoks Rabbi Menahem Fruman, Dürzilerin ikinci büyük şeyhi Amin Kabalan, Ortodoks Hristiyanların en büyük din adamı Dimitri Musa.

Neden Adnan Oktar?

Gruptakilerin söylediklerine göre, Hamas'ın lider kadrosu ve İran'ın aşırı muhafazkâr Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad'a Adnan Hoca'nın "naz"ı geçiyor. Haziran 2006'da Hamas tarafından kaçırılan İsrailli Şalit'in kurtarılması için bu nedenle ricacılar.

Adnan Oktar ise, Gilad Şalit'in babası Noam Şalit'le görüştüklerini söyledi.

İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu'ya yakınlığı ile bilinen ve kabinede Musevi olmayan tek İsrailli milletvekili olan Eyup Kara da, Hamas'ın sadece din adamlarının sözünü dinleyeceğini savunuyor:

"Gilad'ın özgürlüğü için herkesle görüşmeye hazırım. Bu insanlar İslam âleminde çok etkili. Esir değişimiyle Şalit'e kavuşamayabiliriz ama ideolojik, manevi ve ahlaki bir zemini kullanarak bunu başarabiliriz."

Hamas'ın esir tuttuğu Şalit'in babası Noam ise, önümüzdeki hafta Türkiye'ye gelerek Adnan Oktar'la yüzyüze görüşecek.

İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı Danny Ayalon'un yarattığı büyükelçi krizi de İsrail heyetinin gündemindeydi. Milletvekili Kara krizin uzun sürmeyeceğini düşünüyor:

"Üç kendini bilmez politikacı Türkiye ile İsrail arasındaki iletişimi bozamayacak."

6 Ocak 2010 Çarşamba

İsviçre okullarında başörtüsü serbest


Minare yasağıyla gündeme gelen İsviçre'nin Zürih Kantonu'nda okullarda başörtüsü serbest bırakıldı
 
Selma Güven'in haberi:

Siyasi çevreler, kararın İsviçre’deki “minare yasağı kompleksini” gidermek için alındığını söylüyor.

İsviçre’nin Zürih Kanton Meclisi hafta başında aldığı bir kararla, “okullarda çocukların kıyafetinden velilerin sorumlu olacağı” şeklinde bir karar aldı. Bu kararın alınmasına yol açan teklif İsviçre Toplum Partisi (SVP) tarafından okullarda türbanın yasaklanması şeklinde parlamentoya getirilmişti. SVP teklifinde Türkiye örneğini vermiş, modern ve laik Türkiye’nin de türbanı okullarda yasakladığına dikkat çekmişti.

İsviçre’de alınan bu kararın anlamı ise şu: “artık yaş sınırlaması olmadan aileler çocuklarını Türbanlı olarak gönderebilecekler”. Bu kararın gerekçesinde de İslam dininin gereği olan bir şeyi yasaklamanın “ayrımcılık” olduğuna ilişkin bir açıklama var. Kararda ayrıca, özellikle Ramazan aylarında çocukların okul kamplarına katılmaları konusunda serbest bırakılacakları, zorlama olmayacağı da ifade edildi.
Konu ile ilgili olarak görüş bildiren Zürih İslam Toplumu Başkanı ve aynı zamanda bankacı olan Taner Hatipoğlu, karardan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, “kız çocukların çok küçük yaşlarda türban takmasının yararlı olduğunu” savundu. Hatipoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

“13-14 yaşına kadar türban takmamış bir kız buluğa erdikten sonra birden bire türban taktığında uyumsuzluk yaşayabiliyor. Veya aile için problemli olabiliyor. Böylelikle çocuklar alışarak türbanı benimseyecekler”.

Durumu değerlendiren siyasi çevreler ise, kararın İsviçre’deki “minare yasağı kompleksini” gidermek için alındığına dikkat çektiler.

Time Türk

http://www.risalehaber.com/news_detail.php?id=69343

4 Ocak 2010 Pazartesi

TSK'nın sakladığı büyük sır!

03 Ocak 2010 / 20:07

İddia Korkunç! Genelkurmayın kozmik odasında Barnaba İncili mi saklanıyordu?
İşte Milli Gazete yazarı Mehmet Şevket Eygi'nin Başbakan'ı göreve çağırdığı o yazısı;

Genelkurmay  Başkanlığı'nda sadece 6 subayın girebildiği, son derece gizli, son derece önemli, son derece hayatî bilgilerin saklandığı "Kozmik Odaya" sivil hakimler ve savcılar nihayet girdiler ve araştırma yapmaya başladılar. İnşaallah bu işin sonu devletimiz, ülkemiz, halkımız için hayırlı olur.
Şöyle bir rivayet var:

Bundan yirmi küsur yıl önce bulunan, iki bin yıllık hakikî bir İncil nüshası da bu Kozmik Oda'da saklanıyormuş.

Bunu yeni öğrenmiş değilim. Devamlı okuyucularım hatırlayacaktır. Yıllar boyunca Barnaba İncili hakkında kısa da olsa yazılar yazmış, bunun bulunup yayınlanması için çırpınmıştım.

Ya 1984'te ya da 1985'te olacak, o tarihte cezaevindeydim.Bir gün Milliyet gazetesinde şöyle bir haber yayınlanmıştı: Hakkari'de, bir mağarada veya örülmüş bir duvar ardında çok eski bir yazma bulunmuş. Kaçakçılar bunu Van'dan İstanbul'a götürürken Mersin'de yakalanmış. TC Emniyetinin veya Jandarmasının eline geçmiş...

Bu konudaki belli başlı rivayetler şunlardı:

Kitabın ilk sayfası Müslüman bir grubun elinde kalmıştı.

Kitap papirüs üzerine yazılmıştı.

Dili Hz. İsa'nın anadili olan Arami diliydi.

Karbon 14 testi yaptırılmış ve iki bin yıl civarında eski olduğu anlaşılmıştı.

Eski Ortadoğu dilleri uzmanı bir zat tarafından bu ilk sayfa okunmuş ve hülasaten şu mealde olduğu anlaşılmıştı: "Ben, İsa Mesih Efendimizin yârânından Barnaba, bu İncil-i Şerif nüshasını kendi elimle yazdım.Bu, yazdığım 14'üncü nüshadır..."

Bendeniz bu buluşu duyduğum zaman bir Müslüman olarak çok heyecanlanmıştım. Çünkü Barnaba İncili, Teslis'i kabul etmiyor, Hz.İsa'nın asıl dini olan Tevhid'i esas alıyordu. Hz.İsa'dan sonra Hz.Muhammed'in geleceğini çok açık şekilde müjdeliyordu. Böyle bir İncil Hıristiyanlık âleminde duyulursa büyük bir inkılap olacak, insanlık fevc fevc İslâm ve Tevhid âkidesine girecekti.

Lakin Barnaba İncil'i nüshası TC askerî otoritelerinin eline geçince, ortadan sır oldu. Genelkurmay'da Gizli HarpDairesi'nde saklanıyor diye duyduk.

Merkezi Danimarka'da olan bir Hıristiyan Birliği'nin bu İncil'in peşine düştüğünü fısıldadılar.

Bir ara dostlarımdan biri telefon etti. 50 bin dolar verilirse İncil'in mikrofilmleri verilecekmiş dedi. Bu parayı nereden bulacaktık? Bir iki yere baş vurdum. İslâmî kesimler Barnaba İncili ile uğraşmazdı ki... İstanbul'un büyük camilerinden birine tam 150 bin dolara hoparlör tesisatı kurduran zihniyet Barnaba İnciline beş dolar bile vermezdi.

Müslüman ilim adamlarından biri, ille de bu İncil'i ben yayınlayacağım diye israr ediyordu.

Barnaba İncilinde büyük para ve rant vardı. Hem Atatürkçüler, lâikler ve çağdaşlar açısından, hem de İslâmcılar açısından.

Picasso'nun, Rubens'in bir yağlı boya tablosuna yüz milyonlarca dolar verenler, böyle gerçek bir İncil'e çok daha fazla para verirlerdi.

Altı subay dışında kimsenin, hattâ bir sineğin bile giremediği Kozmik Oda'daki İncil bulunursa yapılacak ilk iş şudur:

En az bin adet olmak üzere kitabın tıpkı basımı yapılmalı ve dünya ilim ve din âlemine sunulmalıdır. Ta ki, tarihçiler, âlimler, teologlar bu konuyu tartışabilsinler.

Türkiye'mizde dini imanı rant olan kimseler vardır. Para kokusunu alırlarsa bu İncil'e de sahip olmaya ve para kazanmaya çalışacaklardır. Bu haşarata yüz verilmemesi, bunların saf harici edilmesi gerekir.

Aramice bilenlerimiz, isterlerse, asıl nüsha çıktıktan sonra tercüme edebilirler.

Dünyada başka Aramice İncil nüshaları var mıdır? Vatican kütüphanesinde bulunduğu söyleniyor. Çok gizli tutuluyormuş.

1906'da Londra'da Oxford Üniversitesi Yayınevi, iki ciltlik bir Barnaba İncil'i tercümesi (İngilizceye) yayınlamıştı. Yüz yıllarca önce bir Katolik papazı İtalyancanın Toscana lehçesine çevirmiş, o çevirinin müsveddelerinden, notlar ve açıklamalarla İngilizceye tercüme edilmiş. Bu İngilizce tercümenin yayınlanmasında, el altından Sultan Abdülhamid'in yardımcı olduğunu, destek verdiğini sanıyorum.

Bu İngilizce tercüme, Teslisçi Hıristiyanlar tarafından piyasadan toplanıp imha edilmiştir. Dünyada birkaç nüshası olduğu söyleniyor.

Pakistan'da islâmî bir vakıf, Barnaba İncilinin özetini İngilizce yayınlamış, bu özet Türkçeye de çevrilmiştir. İlmî bir edisyon değildir.

Hıristiyanlar, Müslümanlara "Barnaba İncili'nin aslı yoktur. Bunu, gizlice İslâm'a geçmiş olan bir papaz uydurmuştur" diyorlardı.Kozmik Oda'da bulunan İncil gün yüzüne çıkarsa, onların bu itirazları çürütülmüş olacaktır.

Müslümanların haline doğrusu çok üzülüyor ve hayıflanıyorum. Böyle çok önemli bir kitap bulunuyor ve gereken ilgi gösterilmiyor.

Filistin'de, Lut gölü civarındaki Kumran mağalarında küpler içinde Kitab-ı Mukaddes tomarları bulunduğu zaman Batı âlemi ayağa kalkmış, bunların parçaları bir araya getirilmiş, uzun yıllar boyunca büyük emekler verilerek hepsi de yayınlanmıştı.

Bizde Barnaba İncili bulunuyor, Tevhid inancının hak olduğuna dair muazzam bir belge elde ediliyor ve ilgilenilmiyor.

Sayın Başbakanımız Barnaba İncil'ini buldurur, rantçılar eline kaptırmayarak orijinal haliyle aynen yayınlatırsa çok büyük bir hizmet etmiş, çok yüce bir ecir ve şeref kazanmış olacaktır.