Dini Bilgiler, Dini Kitaplar, Dini Sohbetler ve dahası...
22 Mart 2012 Perşembe
ESTAĞFİRULLAH...! Dilimle söylediğim tüm, kötü sözlere... ESTAĞFİRULLAH...! Gözümle gördüğüm, çirkin şeylere... ESTAĞFİRULLAH...! Ayağımla gittiğim, haram yerlere... ESTAĞFİRULLAH...! Kulağımla duyduğum, faydasız ve boş sözlere... ESTAĞFİRULLAH...! Bilerek yada bilmeyerek, işlediğim bütün, günahlarıma...
إِنَّ فِي الْجَسَدِ مُضْغَةً إِذَا صَلَحَتْ صَلَحَ الْجَسَدُ كُلُّهُ وَإِذَا فَسَدَتْ فَسَدَ الْجَسَدُ كُلُّهُ ألاَ وَهِيَ الْقَلْبُ İnsanda bir organ vardır... Eğer o sağlıklı ise bütün vücut sağlıklı olur; eğer o bozulursa bütün vücut bozulur... Dikkat edin...! O, kalptir... Buhârî, Îmân, 39; Müslim, Müsâkât, 107
Tirmizi 1924- Abdullah b. Amr (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Merhametlilere Rahman olan Allah merhamet eder. Siz yeryüzündekilere acıyın ki göktekiler de size acısın Rahm; Rahman isminden bir damardır; Her kim bağları koparmaz ilgiyi kesmezse Allah’ta onu rahmetine ulaştırır. Her kim de bağları koparırsa Allah’ta o kimseden rahmetini keser.” (Müslim, Birr ve Sıla: 23)
19 Mart 2012 Pazartesi
"Soyuyla övünen, rahmet-i ilahiden uzaktır, Cehennem odunudur." [Tirmizi] Peygamber efendimiz buyurdu ki; "Hazret-i Musa’nın yanında iki kişi, soylarıyla övünmeye başladı. Biri ecdadını 9 göbek geriye doğru saydı. Allahü teâlâ, Hazret-i Musa’ya, “Ona söyle, iftihar ettiği 9 kişi Cehennemdedir. Kendisi de onuncusudur" diye vahyetmiştir. [İ.Ahmed]
İsmail'in tevekkülü ile boynumu büküyorum, Beni ve soyumu sana kul olarak yaşat. Sana ibrahim'in şefkatiyle geliyorum, Sana gelmeme engel olan şeyleri bana gösterki onları kurban edeyim. Sana İsanın ruhu ile geliyorum, Beni katına almanı diliyorum. Sana Yunus'un duasıyla yalvarıyorum, Beni yutan nefsimin karanlıklarından kurtarmanı bekliyorum. Beni selamet sahiline ulaştır. Sana Yusuf'un gömleğiyle geliyorum, Beni düştüğüm ümitsizlik kuyusundan çıkarmanı diliyorum. Sana Muhammed'in kulluğu ve aşkıyla geliyorum, Ubudiyetimi Mirac'ın sırrıyla taclandırmanı diliyorum.... Allahım... Sana Tutunuyorum,Kimsenin Yere Atmasına İzin Verme Beni.. AMİN
Sizin her birinizin bir tek kaLbi var; bu tek kaLpLe, hem dünyayı hem de ahireti nasıL sevebiLirsin ? Aynı kaLpte Yaratıcı iLe yaratıLan nasıL oLabiLir ? bir haLde bütün bunLar nasıL oLacak, bir kaLbe bu kadar sevgi nasıL sığacak ? Bu kocaman bir yaLandır. Hz. Peygamber (s.a.v.): "Yalan, imanı uzaklaştırır, kaçırır." buyurdu. [ eş-Şeyh Abdulkadir Geylani (k.s.) ]
İnsanLar, "İnandık" demekLe imtihan ediLmeden bırakıLacakLarını mı zannederLer. AndoLsun, biz onLardan öncekiLeri de imtihan etmiştik. ALLAH, doğru söyLeyenLeri de mutLaka biLir, yaLancıLarı da mutLaka biLir. Yoksa kötüLük yapanLar, bizden kaçıp kurtuLacakLarını mı sandıLar. Ne kötü hükmediyorLar ! [ ANKEBUT SURESİ 2.-3. ve 4. ayet ]
14 Mart 2012 Çarşamba
Nasıl ki bir avuç toprak, yüzer çiçeklere nöbetle saksılık eden kabında, eğer tabiata, esbâba (sebeplere) havale edilse, lâzım gelir ki, ya o kapta küçük mikyasta yüzer, belki çiçekler adedince MÂNEVİ MAKİNELER, FABRİKALAR bulunsun; ... ... veyahut o parçacık topraktaki herbir zerre, bütün o ayrı ayrı çiçekleri muhtelif hâsiyetleriyle ve hayattar cihazâtıyla yapmalarını bilsin; âdetâ, bir ilâh gibi, hadsiz ilmi ve nihayetsiz iktidarı bulunsun.
Şeytanın İbadetteki Hileleri 1. Engelleme: Şeytan ilk olarak insanın ibadetine engel olmak ister. Eğer Cenab-ı Hak kendisini şeytandan korursa, kul şu sözlerle şeytanı reddeder: “Ben ibadete gerçekten muhtacım. Çünkü bu fani dünyada sonsuz olan ahiret hayatı için mutlaka azık hazırlamam gerekir!” 2. Erteleme: Birincisinde başarılı olamayan şeytan sonra: “Acele etme, ileride yaparsın, daha yaşın çok genç!” diyerek ibadeti ertelemeyi, geriye atmayı telkin eder. Allah’ın yardımı ile onu: “Ecelim benim elimde değil. Eğer bugünün işini, ibadetini yarına ertelersem, peki yarının işini ne zaman yapacağım? Zira her gün için yapılacak yeterince iş var...” diyerek onu reddeder. 3. Acele: Şeytan bu sefer de acele etmesini isteyerek ona: “Acele et, acele et! Şu işi bitir, şunu yapmaya da vaktin olsun!” der. Allah’ın inayetiyle şeytanı şu sözlerle susturur: “Tam ve kusursuz olarak yapılan az iş, kusurlu olarak yapılan çok işten hayırlıdır!” 4. Riya: Bu sefer ibadetini tam ve mükemmel yaparak insanlara karşı gösteriş yapmaya teşvik eder. Yine Allah’ın yardımı ile onu şu sözlerle savuşturur: “İnsanların görmesiyle ne kazancım olabilir? Allah’ın görmesi benim için yeterli değil mi?” 5. Kendini Beğenme (Ucub): Bu sefer şeytan: “Sen ne büyüksün, ne uyanık ve ne faziletli bir kişisin!” diyerek insanı kendini beğenme uçurumuna yuvarlamak ister. Allah’ın himayesi ile bu tehlikeyi de şu sözlerle savar: “Bütün nimetlerin gerçek sahibi Allah Tealâ’dır. Bu hal de O’nun bana ihsan ettiği başarının sonucudur. O, kendi lütfu ile benim değersiz amelime kıymet vermiş. Eğer Allah’ın lütfu olmasaydı, O’nun üzerimdeki sayısız nimetleri ile birlikte benim işlediğim günahlara karşılık bu ibadetin ne değeri olabilirdi?” 6. Gizleme: Şeytan şimdi altıncı ve en tehlikeli hilesine başvurur. Uyanık kişilerden başkası buna karşı koyamaz. Şöyle der: “İbadetini gizli yap. Allah yaptığın ibadeti ortaya çıkaracak ve karşılığını verecektir.” Böylece seni bir tür riyaya düşürmek ister. Uyanık kişi Allah’ın yardımı ile şeytanı şu sözlerle defeder: “Ey mel’un! Şimdiye kadar ibadetime engel olmaya, ifsad etmeye çalışıyordun! Şimdi ise ıslah etmek, düzene sokmak için geliyorsun. Ama asıl maksadın yine bozgunculuk. Ben Allah’ın kuluyum, O benim efendimdir. Dilerse benim ibadetimi açığa çıkarır, dilerse gizli tutar. İsterse beni hatırı sayılır biri, isterse değersiz biri yapar. Bunların hepsi kendi elindedir. Bunları insanlara açıklamasına ve onlardan gizli tutmasına aldırış etmem. Çünkü insanların elinde bir şey yok!” 7. Terk: Şeytan yedinci ve son hilesiyle gelir şöyle der: “Senin bu ibadetlere ihtiyacın yok. Eğer bahtiyar/said yaratıldıysan, ibadeti terk etmek sana bir zarar vermez. Yok bedbaht/şaki olarak yaratıldıysan ibadet de sana bir fayda vermez!” Allah’ın yardımıyla bu hileyi de şu sözlerle savar: “Ben Allah’ın kuluyum. Kula yaraşan, emre uyup kulluk ve ibadet etmektir. Rab ise efendiliğin icaplarını en iyi bilendir. Dilediği gibi hükmeder; istediğini yapar. Her halükârda ibadetin bana faydası vardır. Eğer said isem, sevabımın artması için ibadete muhtacım. Şaki isem de, ileride keşke ibadet etseydim diye kendi kendime pişmanlık duymamak için ibadet etmeliyim. Kaldı ki, ibadet ettiğim için asla Cenab-ı Hak beni cezalandırmayacak, ibadet bana bir zarar vermeyecek. Ayrıca itaatkâr olarak cehenneme girmek, asi olarak girmekten benim için daha sevimlidir. Kaldı ki Cenab-ı Hakk’ın vaadi hak değil mi? O, ibadet yapanlara sevap vereceğini, iman ve itaat ile Allah’a kavuşanları kesinlikle cehenneme sokmayacağını, mutlaka cennete sokacağını vaad etmiştir.” Kul, amelinin karşılığı olarak cenneti kazandığı için değil, Cenab-ı Hakk’ın sadık vaadinin karşılığı olarak cennete girecektir. Bu manada Cenab-ı Hak saidlerin lisanıyla şöyle buyurur: “Onlar bize verdikleri sözde sadık olanlardır ve ‘Bizi dilediğimiz yerinde oturacağımız bu cennet yurduna vâris kılan Allah’a hamd olsun. İyi amelde bulunanların mükafatı ne güzelmiş!’ derler.” (Zümer, 74) Uyan ey ibadet yolcusu, Allah sana merhamet buyursun. Gördüğün gibi işin aslı bundan ibarettir. Diğer fiilleri ve durumları da buna kıyas et. Allah’tan yardım talep et ve O’na sığın. Zira bütün işler O’nun elinde, başarı da O’ndandır.
Güzel olsun, akıllı olsun, dindar olsun, zengin olsun, kültürlü olsun, şefkatli olsun, ciddi olsun, itaatkâr olsun, esprili olsun hem de hepsi aynı kişide olsun… Bir kere, bütün isteklerimizin aynı kişide olmasını beklemek, aynı kediden durumuna göre uçmasını, bazen havlamasını, bazen de kuzu gibi davranmasını beklemek kadar anlamlıdır. Asgari şartlar uygunsa ... ve belirlenen “olmazsa olmazlar” örtüşüyorsa, gerisi teferruattır. Bir ilişki için sevgi gereklidir. Fakat aşk, her zaman risklidir! Aşkta eksikleri görmezsiniz, tâ ki ilk etkileri geçinceye kadar… Oysa sevgide beraber olmaktan duyulan mutlulukla birlikte eksikleri hoş görebilme becerisi de vardır. Âşık olsanız bile, bunun tek başına yetmeyeceğini de bilmelisiniz. İyi bir eşin tek başına size mutluluk getireceğine dair bir mitiniz varsa, unutmayın ki bu da pek gerçekçi değildir. Evet, nikâhta keramet vardır ama mucize yoktur! Siz gerçekten istemedikçe ve mutlu olmaya kalbinizi açmadıkça, âlem birleşse sizi mutlu edemez!
4 SORUYA 4 MÜKEMMEL CEVAP... Bir adam Hz. Ali’ye geldi ve “Sana sormak istediği...m dört sorum var” dedi. İlim Şehrinin Kapısı “Buyur, sor” dedi. Adam sordu. “Vacip nedir? Vacipten evvel vacip nedir?...” Hz. Ali cevap verdi. “Tövbe etmek vaciptir günahları terk ise ondan önce vaciptir.” ... Adam sordu.“Yakın nedir? Yakından yakın nedir?” Hz. Ali cevap verdi. “Kıyamet yakındır ölüm ondan daha yakındır.” Adam sordu.“Acayip nedir? Acayipten daha acayip nedir?” Hz. Ali cevap verdi.“Dünya acayiptir dünyayı sevmek ise ondan daha acayiptir.” Ve adam son olarak, şu soruyu sordu. “Zor nedir? Zordan daha zor nedir?” Ve Hz. Ali, bu son soruya da, şöyle cevap verdi.“ Kabir zordur; azıksız, amelsiz kabre girmek ondan daha zordur.”...
Ebu Said-i Harraz hzleri bir defasında sokağa çıktığında bir kalabalığı gördü ... İnsanlar bir delinin başında toplanmışlardı. Deli kaçıyor, onlar peşinden koşuyorlardı. Deli onlara doğru dönünce kaçıyorlar sonra deli peşlerine düşüyordu. Ebu Said-i Harraz hz. leri; “Dur ey deli” diye seslendi. Bunu duyan deli dönüp baktı ve ; “Deli kime derler biliyor musun.?“ dedi. ... Ebu Said-i Harraz hzleri “ Hayır bilmiyorum” deyince , deli dedi ki; “ Deli ona derler ki, attığı her adımda Allah’ü Tealayı anmaz ve gafil gezer. Asıl büyüklük kalp olgunluğudur.“
Ümmü Seleme (Radiyallahu Anh) anlatıyor: Resulullah (Sallallahu Aleyhi Vesellem) evinden çıktığı zaman şu duayı okurdu: “Allah’ın adıyla Allah’a tevekkül ettim. ... Allahım! Zillete düşmekten, delalete düşmekten, zulme uğramaktan, Cahillikten, hakkımızda cehalete düşülmüş olmasından Sana sığınırız.” (Tirmizi)
Ebû Hureyre (r.a)'ın bildirdiğine göre; Hz.Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur: Namaz dini direğidir.Namazda on güzellik vardır.Bu on güzellik şunlardır: 1. Yüzü güzelleştirir. 2. Kalbi nurlandırır. ... 3. Bedeni dinlendirir. 4. Kabirde arkadaştır. 5. Rahmetin inmesine sebeptir. 6. Gök kapılarının anahtarıdır. 7. Ahirette günah ve sevapları ölçen terazide sevap kefesini ağırlaştırır. 8. Rabbi hoşnut ve memnun eder. 9. Cennete giriş için ödenecek ücrettir. 10. Cehennem ateşine karşı koruyucudur.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)