Dini Bilgiler, Dini Kitaplar, Dini Sohbetler ve dahası...
25 Ekim 2012 Perşembe
4 Ekim 2012 Perşembe
Ha...dis-i Şerif [Müslim, Müsâfirîn 166, 167.] Rivayet Eden: Câbir radıyallahu anh İzah: ALLAH Teâlâ kullarının, gündüz olduğu gibi geceleyin de kendisini anmalarını, el açıp dünya ve âhiretleri için dua ve niyazda bulunmalarını istemektedir. “Rabbim, beni iki cihanda bahtiyar et! ALLAHım, bana âfiyet ver! Mevlâm, beni tuttuğum işte başarılı kıl!” diye yalvarmalarını arzu etmektedir. Şüphesiz geceler de ALLAH’ındır, gündüzler de. O uygun gördüğü zamana dilediği feyiz ve bereketi verir. Kendilerini en güzel şekilde yarattığı, en güzel nimetleri kendilerine ihsân ettiği, cennetini ve cemâlini kendileri için hazırladığı kullarının uzun bir geceyi derin gaflet içinde geçirmelerini uygun görmemiştir. ALLAH’ın her şeyin sahibi olduğunu bilmelerini ve ihtiyaçlarını O’na arzetmelerini istemiştir. Cenâb-ı Hakk’ın öyle kulları vardır ki, kuşların yuvalarını özlediği gibi akşamı gözlerler. Gece karanlığı çökünce, Cenâb-ı Mevlâ’nın huzurunda olmanın şuuruyla namaza dururlar; secdeye varıp yüzlerini yere sürmekten derin bir zevk duyarlar. Sayısız lutuf ve keremlerinden dolayı Rabbü’l-âlemîn’e şükür ve hamdlerini sunarlar. O’nun kelâmıyla dillerini ve gönüllerini aydınlatırlar. Zikir ve tesbih ile O’nu yâdederler. Onların bu hallerinden hoşnut olan Cenâb-ı Zülcelâl de feyiz, bereket ve rahmetiyle kendilerine büyük ihsanlarda bulunur. Bu feyizli zaman diliminin bütün gecelerde bulunması da ayrı bir lutuf ve keremdir. Her gece bu değerli zamana tesâdüf etme imkânı vardır. Kula yakışan, bu fırsatı yakalamaya çalışmaktır.
Boşanmış kadınlar kendi kendilerine üç ay hali (hayız veya temizlik müddeti) beklerler. Eğer Allah'a ve ahiret gününe inanıyorlarsa, Allah'ın kendi rahimlerinde yarattığını gizlemeleri onlara helal olmaz. Kocaları bu süre içinde barışmak isterlerse, onları geri almağa daha çok hak sahibidirler. Kadınların, yükümlülükleri kadar meşru hakları vardır. Yalnız erkeklerin kadınlar üzerinde bir derece farkı vardır. Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir. bakara 227
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Deve gibi bir nefeste içmeyin. İki, üç nefeste için. Bir şey içeceğiniz zaman besmele çekin; içtikten sonra da elhamdülillah deyin.” Hadis-i Şerif [Tirmizî, Eşribe 13.] Rivayet Eden: ...İbni Abbas radıyallahu anh İzah: Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem hadislerinde suyu ve diğer meşrûbâtı nasıl içmek gerektiğini öğretmektedir. Buna göre bir şey içerken kabın içine solumamak gerekir.Bunun yolu da, Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem’in yaptığı gibi suyu üç nefeste içmektir. Harareti fazla olup iyice susayanların iki nefeste içmeleri de uygun görülmüştür. Fakat, Resûl-i Ekrem Efendimiz’in yaptığı benzetmeyle söyleyecek olursak, meşrûbâtı, kabın içine soluyarak, deve gibi bir nefeste içmek doğru bulunmamıştır. Demek oluyor ki, su veya başka bir meşrûbâtı içen kimse, ağzını üç defa bardaktan uzaklaştıracak ve her defasında kabın dışına soluyacaktır. Müslim’in rivayetindeki ilâveden öğrendiğimize göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem suyu üç nefeste içmenin faydalarını şöyle belirtmektedir: 1. Üç nefeste içen kimse suya iyice kanar, böylece susuzluğu teskin edilmiş olur. 2. Suyu üç nefeste içmek sağlığa daha uygun, mideye daha faydalıdır. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in tavsiyesine uyulması, şüphesiz sağlık açısından daha faydalıdır.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)